Üretüketici Emeğin Metalaşması: Twitter Örneğinde Eleştirel Ekonomi Politik Bir Çözümleme

Erdal Dağtaş / Cemgazi Yoldaş

Öz: Sosyal paylaşım sitesi Twitter’da çevrimiçi etkinliklerde bulunan kullanıcıların metalaşma süreçlerini ve sömürülme biçimlerini ele alan bu çalışma, eleştirel ekonomi politik yaklaşım üzerine yükselmektedir. Son yıllarda iletişim teknolojilerinde yaşanan gelişmelerle birlikte sosyal medyanın yükselişinin, kapitalist üretim tarzı içinde değerlendirilmesinin sunulduğu bu çalışmada, Twitter’da yer alan üretim ve değişim ilişkileri incelenmiştir. Twitter’da egemen olan kapitalist ilişki, süreç ve biçimler belirlenen tematik kategoriler altında değerlendirilirken; bu kategorilerde yapılan saptamalar Twitter kullanıcıları arasından amaçlı örneklem tekniğiyle oluşturulan 10 katılımcının bulunduğu örnek araştırma grubuyla yapılan yarı yapılandırılmış derinlemesine görüşmelerin değerlendirilmesiyle elde edilmiştir. Twitter’ın katılımcılar tarafından içinde üretim ve değişim ilişkilerinin gerçekleştiği bir dijital mekân ve bu ilişkilerin gerçekleşmesine olanak sağlayan bir araç olarak görüldüğü sonucuna ulaşılmıştır.

Anahtar kelimeler: Twitter, Üretüketici emeği, İzleyici metası, Metalaşma süreçleri, İlkel birikim

Critical Political Economy Analysis of the Commodifacation of Prosumer Labor in the Case of Twitter

Abstract: Dealing with the commodification processes and exploitation of users who participate in online activities on the social networking site Twitter, this study is based on the critical political economy approach. In this study, in which the rise of social media along with the recent developments in communication technologies was evaluated within the capitalist modes of production and style, the production and consumption relations observed in Twitter were examined. The capitalist relations, processes and forms dominating Twitter have evaluated under the thematic categories of analysis; the determinations made in these categories were obtained from semi-structured in-depth interviews conducted with the chosen research group of 10 participants, by intended sampling technique among Twitter users. It is concluded that Twitter is seen by the participants as a digital space in which production and exchange relations take place and a tool that enables these relations to be actualised.

Keywords: Twitter, Prosumer labor, Audience commodity, Commodification processes, Primitive accumulation

Erdal Dağtaş / Cemgazi Yoldaş
DOI: 10.29224/insanveinsan.784571
Yıl 7, Sayı 26, Güz 2020


Tam metin / Full text
(Türkçe)

[post-views]
81 Downloads


Creative Commons Lisansı
Bu eser Creative Commons Alıntı-Gayriticari 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.

Yaratıcı Endüstriler, Kültür Temelli Girişimcilik ve Eleştirel Ekonomi Politik: Kör Noktayı Yeniden Düşünmek

Serhat Kaymas

Öz: Bu çalışma, yaratıcı endüstriler içerisinde dönüşen kültür temelli girişimciliği, Türkiye’nin yaratıcı ekosistemi içerisinde yeniden düşünmeyi amaçlamıştır. Yaratıcı yayılım ve kültürel coğrafya teorilerine dayanan çalışma içerisinde, kültür temelli girişimcilik Türkiye’nin bilgi toplumuna dönüşüm süreci içerisinde tartışılmaktadır. Kapitalizmin yakın döneminde, kültür temelli girişimciliğin, ticari bir yatırımcılık olarak okunmasından daha çok, ülkelerin yenilikçilik ağının önemli bir bileşeni olarak ele almayı amaçlayan bu çalışmada, Ankara, İstanbul ve İzmir olmak üzere Türkiye’nin yaratıcı ekosistemi içerisinde farklı kesitleri temsil eden üç il, araştırmanın uzamı olarak seçilmiştir. İstanbul’un 2010 yılında Avrupa Başkenti olmasının yanı sıra, UNESCO yaratıcı şehirler ağında tasarım kenti olarak yer alması, Ankara’nın ise Türkiye’nin başkenti olmasının yanı sıra bilgi teknolojileri alanında öne çıkması ile İzmir’in yaratıcı kente dönüşüm planları söz konusu kentlerin seçilmesi için önemli bir gerekçe sağlamıştır. Çalışmada, öte yandan, UNESCO ve Avrupa Birliği’nin yaratıcı endüstrilerde girişimcilik politikaları karşılaştırmalı siyasa analizi üzerinden değerlendirilmektedir. Çalışmada, Türkiye için alternatif bir dizi yönetişim önerisi geliştirilmiştir.

Anahtar kelimeler: Yaratıcı endüstriler, Yaratıcı ekonomi, Kültür temelli girişimcilik, Kültürel coğrafya, Yaratıcı yayılım

Creative Industries, Culture-Based Entrepreneurship, and Critical Political Economy: Rethinking of the Blind Spot

Abstract: This study has endeavour to the rethinking of the transformations of culture-based entrepreneurships within Turkey’s creative industries ecosystems. In the present study which is mainly based on “creative diffusions” and “cultural economic geography” theories; the culture-based entrepreneurships have almost been addresses the transformation process of knowledge based societies in Turkey. In the very close history of capitalism, culture-based entrepreneurship has emerged more than the meaning of solely commercial entrepreneurships, in this sense, this study aims to address an important component of Turkey’s innovation network, Ankara, Istanbul and Izmir where the cities represent different sections of Turkey’s creative ecosystem, has been chosen as the extent of the investigation. Istanbul, as well as being the European Capital in 2010, the UNESCO creative cities to take part in the design of the city’s network of Ankara, Turkey’s capital is in addition to the information technology field of creative urban transformation plan in Izmir with stand in for the selection of the city said provided an important justification. In the study, on the other hand, the entrepreneurship policies of UNESCO and the European Union in creative industries are evaluated through comparative policy analysis. At the end of the present study, a series of alternative governance models have offers for Turkey.

Keywords: Creative industries, Creative economy, Culture-Based entrepreneurship, Cultural geography, Creative diffusion

Serhat Kaymas
DOI: 10.29224/insanveinsan.782478
Yıl 7, Sayı 26, Güz 2020


Tam metin / Full text
(Türkçe)

[post-views]
104 Downloads


Creative Commons Lisansı
Bu eser Creative Commons Alıntı-Gayriticari 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.

Talebe Bağlı Video Servisleri Çağında Netflix Etkisi

Sedat Özel

Öz: Video akış teknolojisinin ortaya çıkması ve gelişmesi, geleneksel televizyon üretim ve tüketim biçimlerinde güçlü bir değişimin sebebi olmuştur. İzleyici için aktif bir izleme sürecinden sıklıkla bahsedilmekle ayrıca televizyon içeriğinin dağıtımında yeni olanaklar, yeni iş modellerine vurgu yapılmaktadır. Çalışma bu iş modellerinden biri olan OTT’ye odaklanmakla birlikte, değişimin temel kodlarını kavramsal bir analize bağlı kalarak incelemektedir. Değişimi anlatmak için Netflix etkisi deyimi sıkça kullanılır. Bu bağlamda Netflix’in nasıl öne çıktığına dair tespitler bir noktada televizyondaki değişimin de somut örneğidir. Netflix’in, izler kitlenin parçalı yapısına uygun içerik katalogları geliştirmesi, standart televizyon akışına karşı kendi yayın planını uygulaması ve bunlarla ilişkili tıkınırcasına izleme (binge watching) davranışını destekleyen stratejileri ile küresel olarak güçlenmiştir.

Anahtar kelimeler: Video akış, OTT, Talebe bağlı video, Tıkınırcasına izleme, Netflix

The Netflix Effect in the Age of Video on Demand Services

Abstract: The emergence and development of video streaming technology has been the reason for a strong change in traditional television production and consumption forms. An active viewing process for the audience is frequently mentioned, also new opportunities and new business models in the distribution of television content are emphasized. The study focuses on OTT, one of these business models, together with It examines the basic codes of change adhering to a conceptual analysis. The Netflix effect statement is often used to describe this change. In this context, the determinations of how Netflix stands out are at some point a concrete example of the change in television. Netflix has grown globally with developing content catalogs that fit the fragmented structure of the audience, implementing its own broadcast plan against the standard television stream, and strategies that support the binge watching behavior associated with them.

Keywords: Video streaming, OTT, Video on demand, Binge watching, Netflix

Sedat Özel
DOI: 10.29224/insanveinsan.786938
Yıl 7, Sayı 26, Güz 2020


Tam metin / Full text
(Türkçe)

[post-views]
82 Downloads


Creative Commons Lisansı
Bu eser Creative Commons Alıntı-Gayriticari 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.

2005-2020 Yılları Arasında Verilen Film Destekleri Üzerine Eleştirel Ekonomi Politik Bir Değerlendirme

Can Diker

Öz: Sinemanın küresel çapta bir endüstri haline gelmesiyle birlikte Hollywood şirketleri film yapım, dağıtım ve gösterim ağlarında baskın bir konum elde ederek diğer film yapımlarının alanlarını daraltmışlardır. Bağımsız filmler; devlet destekleri, fon yardımları ve festival ödülleri gibi bütçeler sayesinde Hollywood’a karşı ekonomik olarak mevcudiyetini korumaya çalışırken kendilerini söz konusu Batılı alternatif kaynakların kriterlerine adapte etmek zorunda kaldıklarında kültürel bir hegemonyanın nesnesi haline geldikleri iddia edilir. Türkiye’de ise ulusal sinemayı güçlendirmek amacıyla, zaman içerisinde çeşitli eleştirilere maruz kalsa da 2004’te yürürlüğe girerek film yapımına destek vermeye başlayan 5224 sayılı “Sinema Filmlerinin Değerlendirilmesi ve Sınıflandırılması İle Desteklenmesi Hakkında Kanun” sayesinde pek çok filmin çekilebildiği görülmektedir. Bu çalışmada 5224 sayılı Kanun’un faaliyete geçmesinden itibaren geçen 15 yıllık sürede sinemaya yapılan desteklerin verilerine yönelik değerlendirmeler yapılmıştır. Ardından eleştirel ekonomi politik bir perspektiften 5224 sayılı Kanun’a yönelik eleştirilere odaklanılmıştır.

Anahtar kelimeler: 5224 sayılı kanun, Film Yapım Desteği, Eleştirel ekonomi politik

Examination of the Film Incentives Provided Within the Years 2005-2020 from the Critical Economy Political Perspective

Abstract: As cinema has become a global industry, Hollywood corporations have limited the scope of many film productions by having the leading role in film production, distribution, and streaming channels. While independent films attempt to retain their economic status against Hollywood thanks to the provided budgets such as government subsidies, grants, and festival awards, they claim to have become the object of a cultural hegemony when they had to adapt to the criteria of such aforementioned Western alternative sources. In Turkey, in order to strengthen the national cinema, even it is subject to several criticisms throughout time, the law entitled “Law on the Evaluation and Classification of Movies and About Their Incentives” with no 5224 which has been effective since 2004 and have been supporting the film production industry since then, many films’ production has been made possible in this way. In this study, examinations are performed on the data of the incentives provided to the cinema in the 15 years corresponding to the period since Law No. 5224 has been operational. Then the criticisms of Law No. 5224 addressed primarily from a critical political economy perspective.

Keywords: Law no. 5224, Filmmaking Fund, Critical political economy

Can Diker
DOI: 10.29224/insanveinsan.785096
Yıl 7, Sayı 26, Güz 2020


Tam metin / Full text
(Türkçe)

[post-views]
74 Downloads


Creative Commons Lisansı
Bu eser Creative Commons Alıntı-Gayriticari 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.

Eleştirel Söylem Çözümlemesi Bağlamında Fox News ve CNN’in COVID-19 Salgınında Twitter Kullanımı

İhsan Karlı / Zeynep Benan Dondurucu

Öz: Covid-19 salgınında, ABD’de, halkın haber alma ihtiyacının artması; yurttaşların ve kitle iletişim araçlarının sosyal medya kullanım düzeyini arttırmıştır ve haber üretim sürecinin odak noktası federal hükümetin salgınla mücadele faaliyetleri üzerine temellenmiştir. Ekonomik-politik ve ideolojik farklılıkların, haber kanallarının hükümetin pandemiyle ilgili yürüttüğü çalışmaları sunuş biçimini etkilediği savı, bu çalışmanın temel çıkış noktasını oluşturmaktadır. Çalışmanın amacı ise, Covid-19 krizi döneminde medyanın ekonomi politiğinin Twitter’da enformasyon akışındaki etkisini ortaya koyarak; CNN ve Fox News kanallarının siyasal haberleri sunum biçimi benzerlik ve farklılıklarını belirlemektedir. Bu bağlamda, Mart-Nisan 2020 tarih aralığında, CNN ve Fox News’in Twitter hesaplarında hükümetin salgınla mücadele faaliyetlerini içeren, en yüksek etkileşim düzeyine sahip içerikler, eleştirel söylem analizi yöntemi ile çözümlenmiştir. Analiz sonucunda, Fox News’in haberlerinde D. Trump ve Hükümetin Salgın Yönetimi Performansının “başarılı ve olumlu”; CNN haberlerinde ise “başarısız ve olumsuz” sunulduğu ve haberlerin söylemsel farklılığın kitle iletişim araçlarının ideolojik, iktisadi ve siyasal yapısı ile bağlantılı olduğu sonucuna ulaşılmıştır.

Anahtar kelimeler: Covid-19 salgını, Ekonomi politik, Haber üretim süreci, Twitter, Söylem analizi

Fox News and CNN’s Twitter Use in the COVID-19 Outbreak in the Context of Critical Discourse Analysis

Abstract: In Covid-19 epidemic, in USA, the public information requirement has increased the social media use level by citizens and the mass media, and the focus of the news production process is based on the federal government’s pandemic activities. The focus of this study is the argument that economic-political and ideological differences affect news channels’ presentation of the government’s work on the pandemic. The aim of the study is to reveal the effect of the political economy of the media on the information flow on Twitter during the Covid-19 crisis period and determine similarities and differences of CNN and Fox News channels. In this context, content with the highest level of interaction about government’s anti-epidemic activities, were analyzed with the critical discourse analysis method on the Twitter accounts of CNN and Fox News between March and April 2020. As a result of the analysis, it is found out that D. Trump and the Government’s Outbreak Management Performance was presented as “successful and positive” in Fox News, “unsuccessful and negative” in CNN and the discursive difference of the news is related to the ideological, economic and political structure of the mass media.

Keywords: Covid-19 outbreak, Political economy, News production process, Twitter, Discourse analysis

İhsan Karlı / Zeynep Benan Dondurucu
DOI: 10.29224/insanveinsan.788068
Yıl 7, Sayı 26, Güz 2020


Tam metin / Full text
(Türkçe)

[post-views]
80 Downloads


Creative Commons Lisansı
Bu eser Creative Commons Alıntı-Gayriticari 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.

Irkçılık Karşıtı Protestoların Sosyal Medyaya Yansıması: Barack Obama Örneği

Metin Işık / Erdal Bilici

Öz: Bölgesel olarak ortaya çıkan bir olayın küresel bir olaya dönüşümünde medya, ekonomi, siyaset ve toplumsal olaylar doğrudan rol oynamaktadır. Twitter’ın olayların değişmesinde ve dönüşmesinde etkili bir rol aldığı söylenebilir. Bu çalışmada, Minnesota’da, 25 Mayıs 2020 tarihinde George Floyd’un öldürülmesi olayının medya, ekonomi ve siyaset bağlamında ırkçılık karşıtı söylemler ve protestoların nasıl bir etki yarattığı ele alınmaktadır. ABD’nin eski siyasi lideri Barack Obama’nın Twitter’daki 25 Mayıs ve 25 Haziran arasındaki paylaşımları eleştirel söylem analizi metodu çerçevesinde incelenmiştir. Olaylarla ilgili ilk paylaşımın 29 Mayıs 2020’de olduğu ve son paylaşımın ise 16 Haziran 2020’de olduğu görülmektedir. Bu tarihler arasında ırkçılık karşıtlığıyla ve protestolarla ilgili on adet tweet paylaşılmıştır. Yapılan analiz sonucunda, ABD eski başkanı Barack Obama’nın olumlayıcı, teşvik edici bir dil kullandığı tespit edilmiştir. Protestolardaki gençlerin haksızlığa karşı seslerini yükseltmesinin, Barack Obama’ya göre değişimi başlatacak umut verici bir olay olduğu tespit edilmiştir.

Anahtar kelimeler: Söylem analizi, Twitter, Irkçılık, Barack Obama, Protesto

Reflection of Anti-Racist Protests on Social Media: The Case of Barack Obama

Abstract: Media, economy, politics and social events play a direct role in the transformation of a regionally occurring event into a global event. Accordingly, Twitter plays an effective role in changing and transforming events. The murder of George Floyd in Minnesota on May 25, 2020; The impact of anti-racist rhetoric and protests in the context of media, economy and politics have been discussed. The tweets of former US political leader on Twitter between May 25 and June 25 were analyzed within the framework of the critical discourse analysis method. The first tweet on the events occurred on 29 May 2020 and the last tweet occurred on 16 June 2020. Ten tweets about anti-racism and protests were shared between these dates. As a result of, the former president of the US has used a positive and encouraging language. It was determined that young people in protests raised their voices against injustice.

Keywords: Discourse analysis, Twitter, Racism, Barack Obama, Protest

Metin Işık / Erdal Bilici
DOI: 10.29224/insanveinsan.787293
Yıl 7, Sayı 26, Güz 2020


Tam metin / Full text
(İngilizce)

[post-views]
80 Downloads


Creative Commons Lisansı
Bu eser Creative Commons Alıntı-Gayriticari 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.

Machiavelli’nin İktidar Yaklaşımı Bağlamında Korku-Kapitalizm İlişkisi: Kabuslar Evi Uyurgezerler Filmi

Sedef Subölen

Öz: Korku hayatın pek çok alanında yaşamı sürdürmek için gerekli bir dürtü olarak ortaya çıkmıştır. Tarihin ilk zamanlarından beri var olan hayatta kalma dürtüsünü besleyen kavram, değişen dünya düzenine uygun olarak değişim göstermiştir. Zaman içinde, bireyin ilkel korkularının yerini modern hayata ilişkin endişeleri almıştır. Tarihin ilk dönemlerinden bu yana, gücü elinde bulunduran iktidar mensupları korkunun etkisinin farkında olmuştur ve bu olguyu iktidarlarını güçlendirmek için sıklıkla hegemonya aracı olarak kullanmıştır. Makale, bu bağlamda iktidarın korkuyu nasıl kullandığına, ilkel korkunun biçimsel olarak değişen karakteristiğine Machiaevelli’nin görüşleri çerçevesinde odaklanmayı amaçlamaktadır. Çalışma kapsamında medya, ideoloji ve hegemonya ilişkisinden yola çıkılarak korkunun güç unsuru olarak kullanımına ışık tutmak amacıyla, Kabuslar Evi: Uyurgezerler filmi söylem analizi ve göstergebilimsel çözümleme ile ele alınacaktır.

Anahtar kelimeler: Korku, İktidar, İdeoloji, Machiavelli, Sinema

The Fear-Capitalism Relation in the Context of Machiavelli’s Approach to Power: The Nightmare House Sleepwalkers Movie

Abstract: Looking at the historical development of fear, it can be seen that it emerges as a necessary impulse to survive in many areas of life. The concept that feeds the survival impulse that has existed since the early times of history has changed in accordance with the changing world order. From the earliest times of history, members of power in power have been aware of the influence of fear and have often used this phenomenon as a means of hegemony to strengthen their power. The article aims to focus on how the power uses fear, the formally changing characteristic of primitive fear within the framework of Machiaevelli’s views. Within the scope of the study, in order to shed light on the use of fear as a power factor, based on the relationship between media, ideology and hegemony, the movie Nightmares: Sleepwalkers will be discussed with discourse and semiotic analysis.

Keywords: Fear, Power, Ideology, Machiavelli, Cinema

Sedef Subölen
DOI: 10.29224/insanveinsan.789808
Yıl 7, Sayı 26, Güz 2020


Tam metin / Full text
(Türkçe)

[post-views]
91 Downloads


Creative Commons Lisansı
Bu eser Creative Commons Alıntı-Gayriticari 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.

Türkiye’de Medya ve Demokrasinin Yapısal ve Etik Sorunları

H. Emre Bağce

Öz: Modern dünyada medya ve demokrasi iç içe işlediğinden birindeki sorunlar diğerini derinden etkiler. Medya-demokrasi ilişkisi kadar, yapılar ve etik de birbiriyle sıkı şekilde bağlantılıdır. Etik sorunlar, büyük ölçüde yapısal düzenleme ve mekanizmalardan kaynaklanır. Bu çalışma, Türkiye’de medya ve demokrasinin sorunlarını yapısal ve kurumsal bir bakışla tartışmaktadır. Türkiye’deki hâkim demokrasi zihniyetinin ve yüzde 10 seçim barajının demokrasiyi kötürüm hale getirdiği, gayri adil temsil mekanizmalarının ve siyasetçiler arasındaki kutuplaşmanın kamu menfaatini zayıflattığı tartışılmaktadır. Bu rekabette, karşıt siyasi aktörler arasındaki menfaat çatışmasının toplumun aleyhine fakat siyasetçi sınıfın lehine işlediği ileri sürülmektedir. Demokrasiye dair sorunlar medyaya da sirayet etmektedir. Medyanın yapısal ve etik sorunları bu kapsamda analiz edilmektedir. Medya sahiplik yapısı, kamusal medya kuruluşlarının durumu, tarafsız özdenetim mekanizmalarının eksikliği ve gazetecilerin kişisel etik sorunları incelenmektedir. Tüm bu yapısal ve etik meselelerde siyasetçilerin rolü özellikle sorgulanmaktadır.

Anahtar kelimeler: Medya-demokrasi ilişkisi, Yapısal yaklaşım, Medya etiği, Çıkar çatışması, Türkiye’de siyasetçi sınıf.

Structural and Ethical Problems of Media and Democracy in Turkey

Abstract: Since media and democracy are intertwined in the modern world, problems in one deeply affect the other. As well as the media-democracy relationship, structures and ethics are closely linked. Ethical problems are largely caused by structural arrangements and mechanisms. This study discusses the problems of media and democracy in Turkey with a structural and institutional perspective. It is argued that the dominant mentality of democracy in Turkey and the 10 percent electoral threshold have crippled democracy, and that the mechanisms of unfair representation and polarization among politicians undermine the public interest. In this competition, it is argued that the conflict of interest between opposition political actors is against society but in favor of the political class. The problems with democracy are also circulating in the media. The structural and ethical problems of the media are analyzed in this context. Media ownership structure, the status of public media outlets, the lack of impartial self-control mechanisms, and journalists’ personal ethical problems are examined. The role of politicians on all these structural and ethical issues is also being questioned.

Keywords: Media-democracy relations, Structural approach, Media ethics, Conflict of interest, Politician class in Turkey.

H. Emre Bağce
DOI: 10.29224/insanveinsan.743610
Yıl 7, Sayı 25, Yaz 2020


Tam metin / Full text
(Türkçe)

[post-views]
62 Downloads


Creative Commons Lisansı
Bu eser Creative Commons Alıntı-Gayriticari 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.

Geleneksel ve Dijital Kitle İletişim Araçları Bakımından 1952 ve 2008 ABD Başkanlık Seçim Kampanyaları

Mustafa C. Sadakaoğlu / Özgür Emek Korkmaz

Öz: Modern birey, rızaya dayalı rejimlerin ortaya çıkışının ardından “seçmen” olarak tanımlanmış ve kullanıcısı olduğu kitle iletişim araçlarından yoğun olarak ikna edici siyasal iletişim mesajlarına maruz kalmıştır. Seçmenin maruz bırakıldığı mesajlar doğrultusunda tutum alması bakımından kitle iletişim araçları büyük önem taşımaktadır. Geleneksel kitle iletişim araçlarından dijital kitle iletişim araçlarına medya takip alışkanlıkları yıllar içinde değişse de medya ile demokrasi arasında var olan güçlü etkileşim aynı kalmaktadır. Günümüzde seçmenle kurulan ilişki bakımından siyasal aktörlerin gazete, radyo, televizyon gibi geleneksel kitle iletişim araçlarının yanı sıra çeşitli dijital iletişim araçlarını da yoğun olarak kullandığı gözlenmektedir. Bir seçim kampanyasında ilk kez televizyonun kullanılmış olması nedeniyle 1952 yılı ABD başkanlık seçimleri ile ilk kez bir dijital iletişim aracının kullanıldığı 2008 yılı ABD başkanlık seçimleri karşılıklı olarak incelenmeye olanak tanımaktadır. Bu maksatla medya ve demokrasi kavramları arasındaki etkileşim esas alınacak şekilde çalışmanın örneklemi olarak belirlenen seçim kampanyalarından elde edilen veriler incelenmektedir.

Anahtar kelimeler: Demokrasi, Siyasal iletişim, Siyasal reklam, Televizyon, Sosyal medya.

The 1952 and 2008 US Presidential Election Campaigns in terms of Traditional and Digital Mass Communication

Abstract: The modern individual was defined as voter after the emergence of consent-based regimes and was exposed to persuasive political communication messages from the mass media. Mass media is very important for the voter to take an attitude towards the messages he/she is exposed to. Although media habits have changed over the years, from traditional mass media to digital mass media, the strong interaction between media and democracy. Nowadays, political actors use various digital communication tools extensively as well as traditional mass media such as newspaper, radio and television. Television was used for the first time in the US presidential elections of 1952 and the US presidential elections of 2008 which used the digital communication tool for the first time. In this reason, this study based on the interaction between the concepts of media and democracy, the data obtained from the election campaigns determined as the sample of the study are examined.

Keywords: Democracy, Political communication, Political advertising, Television, Social media.

Mustafa C. Sadakaoğlu / Özgür Emek Korkmaz
DOI: 10.29224/insanveinsan.736181
Yıl 7, Sayı 25, Yaz 2020


Tam metin / Full text
(Türkçe)

[post-views]
75 Downloads


Creative Commons Lisansı
Bu eser Creative Commons Alıntı-Gayriticari 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.

Kitle İletişim Araçlarının Terörizmdeki Rolü ve Bireyler Üzerindeki Etkisi

Ahmet Yiğitalp Tulga

Öz: Günümüzde terörizm dünyanın en büyük sorunlarından bir tanesidir. Özellikle, 11 Eylül 2001 yılında Amerika’da ikiz kulelere gerçekleştirilen terör saldırısı sonrasında, bu sorun dünyadaki çoğu ülke için çok daha büyük bir sorun haline geldi. 11 Eylül terör saldırılarının ardından dünyanın birçok ülkesi küresel terörizme karşı bir savaş başlattı. Küresel terörizm tarafından tehdit edilmeyen ülkelerin vatandaşları bile aşırılık yanlısı grupların medyada yer alan propagandalarından ve haberlerinden olumsuz etkilenmektedir. Japonya, Tayvan ve Kore Cumhuriyeti gibi Asya ülkeleri bu durumun en güzel örneklerindendir. Bu kapsamda hazırlanan bu araştırmada iki analiz ve metin analizi yapılmıştır. Bütün bu analizler R programlama dili ile gerçekleştirilmiştir. Bu araştırmanın iki temel amacı ve motivasyonu vardır. Birincisi, medyanın terörizm ve terörist eylemler üzerindeki önemini göstermek ve çalışmanın ikinci temel amacı ise medyanın insanların düşüncelerini ve psikolojisini nasıl etkilediğini analiz etmektir.

Anahtar kelimeler: Terörizm, Medya, Psikoloji, Kitle iletişim araçları.

The Role of Mass Media in Terrorism and Its Effect on Individuals

Abstract: Nowadays terrorism is one of the biggest problems in the world. In particular, afterward the twin towers attack in the United States on September 11, 2001, this has become a bigger problem for most of the countries in the world. Following in time the 9/11 terrorist attack, many governments launched a war against global terrorism in different parts of the world. Even the community psychology, which is not threatened by global terrorism, is negatively affected by extremist groups’ coverage in media. Asian countries like Japan, Taiwan, and the Republic of Korea are the best examples of that. For this cause, in this research two linear regression are analyzed and Taiwanese newspaper text analyses are made. The main purpose and motivation of this research is to analyze the importance of media on terrorism and terrorist acts and how the media affects people’s thoughts and psychology.

Keywords: Media, Terrorism, Psychology, Opinion, Mass media.

Ahmet Yiğitalp Tulga
DOI: 10.29224/insanveinsan.695346
Yıl 7, Sayı 25, Yaz 2020


Tam metin / Full text
(İngilizce)

[post-views]
76 Downloads


Creative Commons Lisansı
Bu eser Creative Commons Alıntı-Gayriticari 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.