XVII-XIX. Yüzyıllarda Osmanlı Dönemi Konut Mimarisinde İç Mekân Tavan Süslemelerine Genel Bir Bakış

Öz: Osmanlı Mimarisi, XIV. yüzyıldan XX. yüzyıl başlarına kadar uzanan geniş bir sürece yayılmaktadır. Türkiye Selçuklularını takiben gelen Osmanlı; Erken-Olgun (Klasik) ve Batılılaşma dönemi olmak üzere yüzyılları kapsayan zengin mimari eserler ortaya koymuştur. Mimari yapılarında sadece dış cephelerine değil iç mekân kurgusuna da önem veren Osmanlı Devleti, mimari yapılarını çeşitli malzeme ve teknikler kullanarak bezemelerle süslemiştir. Makalede, Erken-Olgun (Klasik) ve Batılılaşma dönemi ile Osmanlı sivil mimarlık unsurlarından konut mimarisi iç mekân dekorları yönünden tarihsel bir perspektifte incelenmekte olup, XVII.-XIX. yüzyıllara tarihlenen eserlerin iç mekân tasarımlarında tavan bezeme özellikleri ele alınmıştır. Çalışma kapsamında, mimari yapıların iç mekân tasarımlarındaki tavan düzenlemelerine yer verilmiş ve Köprülü Yalısı, Latifoğlu Konağı, Birgi Çakıroğlu Konağı ve Kavafyan Evi incelenmiştir. Bu incelemede, makale kapsamında ele alınmış olan Osmanlı konut mimarisinin iç mekân kurgusunda daha önceki yüzyıllarda uygulanmış, bilinirliği, kaydı ve ulaşılabilirliği olan tavan düzenlemeleri göz önünde bulundurulmuştur.

Anahtar kelimeler: XVII-XIX. Yüzyıl Osmanlı konut mimarisi, İç mekân tasarımı, Türk sanat tarihi, Bezeme, Tavan dekorasyon.

A General Overview of Ceiling Decoration in the Interior Design in XVII-XIX. Ottoman Period Residential Architecture

Abstract: Apart Ottoman Architecture spreads over a long period from the XIV. century to the beginning of the XX. century. The Seljuks of Turkey followed by Ottomans revealed superb architectural works in Early-Mature (Classic) and Late period which covers centuries. The Ottoman Empire, which attaches importance not only the exterior facades but also the interior design of the architectural structures, adorned by using various materials and techniques. In the article, early-classical period and westernization period with residential architecture from elements of Ottoman civil architecture are examined in terms of the ceiling decoration characteristics of interior design of civil architectural structures dated to XVII.-XIX. centuries are presented. The study includes ceiling decorations and investigates which is the important part of interior design of architectural spaces and evaluates Köprülü Yalısı, Latifoğlu Mansion, Birgi Çakıroğlu Mansion and Kavafyan House. In this investigation, the ceiling decorations of interior design that have been implemented in previous centuries, known, had a record and accessible, have been taken into consideration from the scope of the interior design of the Ottoman residential architecture.

Keywords: XVII-XIX. Ottoman residential architecture, Interior design, Turkish art history, Adornment, Ceiling decoration.

Dijital PR ve İtibar Yönetimi Açısından Sosyal Medyada Kriz Yönetiminde Bir Vaka İncelemesi: “Üsküdar Belediyesi – Kedi Evi” Projesi

Öz: Gelişen iletişim, teknolojilerle beraber markaların halkla ilişkiler araçları ve itibar yönetim şekillerini değiştirmiştir. Web 2.0 ile interaktif hale gelen kitleleri ikna etmek ya da duygusal bağ kurmak artık iletişimcilerin ana görevi olmuştur. İnsanlar artık özel ya da kamu kurumlarının ne söyledikleriyle değil, ne yaptıklarıyla ilgilenmektedir. Bu bağlamda 10 Ocak 2017 tarihinde Üsküdar’da bir apartmanın girişinde iki komşunun kedi yüzünden tartışmaları sosyal medya sayesinde iki saat içerisinde sosyal medyanın topik konusu ve kitle iletişim araçlarında ana haber olarak tüm Türkiye’ye duyurulmuştur. Bu krizi monitoring ile takip eden Üsküdar Belediyesi, krizi kendisi için itibar arttıran bir vakaya çevirmiştir. 2-3 saat içerisinde soruna çözüm getirmiş, bunu da tekrar sosyal medyada yayarak alkışlanan bir çalışmaya dönüştürmüştür. Bu vaka çözümünde, belediyenin sosyal medya yönetimini uygulayan ajans yöneticisi ile soru-cevap şeklinde vaka incelenmiştir. Bu röportaj ile sosyal medya krizini ve itibar yönetimini nasıl yönettikleri adım adım aktarılmıştır.

Anahtar kelimeler: Sosyal medya kriz yönetimi, Dijital PR, İtibar yönetimi..

Digital PR and Reputation Management: Analysis of “Üsküdar Municipality – Cat House” as one of the Contemporary Examples in Crisis Communication

Abstract: Developments in communication has changed the tools of public relations and methods of reputation management of brands. Persuading the masses or establishing an emotional connection with them has become an interactive task with Web 2.0 technologies, and this has become the main duty of communication professionals. Firms can give the correct answers to the demands of the speedily changing target group and continue their existence in competition only in this manner. Brand communication and public relations are now receiving the value they deserve. In this article changing nature of communication in PR and reputation management is discussed and the case “Üsküdar Municipality – Cat House” Project as an example of crisis communication is analyzed. It is reviewed how the municipality has managed a crisis -stemmed from a dsipute over cat breeding between two people living in the same street and apartment- by turning that crisis into an apparatus for increasing the reputation of the municipality.

Keywords: Social media crisis management, Digital PR, Reputation management.

Popüler Kültür, Politika ve Din: Prime-Time ya da Selfie Dindarlığı

Öz: Bu Popüler kültürü tanımlaması açısından anlamlı olan prime-time (altın saatler) ve selfie (özçekim) bağlamında, daha çok Türkiye örneğinde, dinin kitle iletişim mecralarındaki ve politik alandaki görünürlüğünü teorik bir değerlendirme vasıtasıyla ele alan bu çalışma; (a) televizyon ekranlarında artan dindarlaşmanın sosyo-politik nedenlerini, (b) popüler kültür ve reyting (izlenme oranı) öğesi olarak din unsurunun etiğini, (c) kamusal alanda sıklıkla kullanılan dini sembol ve söylemin davranışsal boyutunu ve (d) “sosyal medya dindarlığı” olarak nitelendirilebilecek mobil iletişimdeki dindarlık biçimlerini analiz etmeyi amaçlamaktadır. Çalışmanın ilk sonuçları ve çözümlemeler, dini sembol ve söylemin, politik arena ve medya (yeni ve geleneksel) mecralarında bir gösteri unsuru olarak kullanıldığını ve dinin popüler kültüre ait tüketilen bir öğeye dönüştüğüne işaret etmektedir.

Anahtar kelimeler: Siyaset, Medya, Din, Popüler kültür, Selfie, Prime-time dindarlığı.

Popular Culture, Politics and Religion: Prime-Time or Selfie Religiosity

Abstract: This study, mostly in Turkish context, handling the religious scenes in mass communication and political sphere within the framework of two meaningful popular culture terms (prime-time and selfie), in theoretical terms and through unstructured observations, aims to analyse (a) the socio-political reasons of increasing religiosity on television screens, (b) the ethics of religious coverage as a popular culture or rating entry, (c) the behavioural dimension of religious symbol or discourse that are much-applied in the public sphere and (d) the forms of devotedness in mobile technologies which can be called as social media religiosity. The preliminary outcomes and the analysis of the article suggest that religious symbols and discourse have been used as a show-business in political arena and media courses (new and traditional) and that religion has changed into a consumption item belonged to popular culture.

Keywords: Politics, Media, Religion, Popular culture, Selfie, Prime-time religiosity.

Türkiye’de Medya Sahipliği Ekseninde Mülkiyet Yapılarındaki Değişimin Kronolojik Analizi (1950-2010)

Öz: Medya sektörünün diğer sektörlerden farklı toplumsal dışsallığı, mülkiyet yapısı ve ilişkilerini önemli kılar. Medyanın düşünsel üretimi toplumsal rıza üretiminde ve kültürel gelişmişlik düzeyinde belirleyicidir. Dolayısıyla toplumsal değişim süreçleri arka planında medyanın mülkiyet yapılarındaki değişim süreçleri incelemek, bu alandaki toplumsal çalışmalar için önemli veriler sağlayabilir. Türkiye’de medya sahipliğinin kronolojik sürecinin ele alındığı bu çalışmada 1950’lerden 2010’lara mülkiyet yapılarındaki değişim, farklı alanlardaki sermayenin medya alanına ilgisinin artma süreci ve ekonomik, siyasi ve toplumsal gelişmelerle evrilen medya sektörü ele alınmıştır. Medya sektörünün değişim süreçlerinde, dünyada gelişen iletişim teknolojileriyle artan yatırım maliyetleri, ülkenin ekonomik koşullarındaki ve politikalarındaki değişimler, medyanın yaygınlığının ve dolayısıyla etki alanının genişlemesi belirleyici olmuştur. Aynı zamanda farklı dönemlerde iktidarların medya ile kurduğu ilişkiler, yönlendirmeler de medya sektörünün kompozisyonunda belirleyicidir. Çalışmanın sınırlandığı dönemler içinde medya sahipliğindeki değişimler kronolojik dizin halinde derlenmiş ve farklı çalışmalara da referans olabilecek bir takip sistemi amaçlanmıştır.

Anahtar kelimeler: Medya sahipliği, Medya mülkiyeti, Medya tarihi.

A Chronological Analysis of the Change in the Ownership Structure of Media in Turkey (1950-2010)

Abstract: Apart from other sectors, social externality of the media industry makes the property of media structure and relations important. The intellectual production of the media is decisive in the construction of social consent and the level of cultural development. In the light of the social dynamics, considering the change in the ownership structure of the media provides important information for social studies in this field. This study deals with the chronological course of the media ownership from 1950 to 2010 in Turkey, and discusses other sectors’ increasing interest in the media capital. The acceleration of the investment costs due to emerging new communication technologies in the world and the changes in the economic conditions and policies of the country have played an influential role in the radical changes. Hence, established relations between governments and media in various periods have profoundly affected the composition of the media. By compiling the changes in media ownership chronologically, the paper meanwhile aims to provide a reference point for other studies.

Keywords: Media ownership, Turkish media history.

Güneydoğu Anadolu Bölgesinde Kızıltepe’deki Agro-Pastoral Topluluklar Üzerine Bir Antrozoolojik İnceleme

Öz: İnsanlar varoluştan beri dünyada diğer hayvanlarla karmaşık ilişkiler kurup yaşamaktadır. Bu karşılıklı ilişkiler, hayvanların evcilleştirilmesinin ardından yoğunlaşmıştır. Güneydoğu Anadolu bölgesi, koyun, keçi, sığır ve domuzun ilk evcilleştirildiği önemli bölgelerden birisidir. Bunun yanı sıra, sosyo-kültürel açıdan evcil sürüler de bölgede bugüne kadar temel bir yer tutmaktadır. Bu nedenle, Güneydoğu Anadolu bölgesi pastoral çalışmalar ve insan-hayvan ilişkileri çalışmaları için ideal bir yer olarak kabul edilmektedir. Kızıltepe’deki pastoral toplumlarda yapılan saha çalışması ve vaka araştırmaların sonucunda insan ve evcil sürü hayvanları arasındaki ilişkilerin yanı sıra, bu araştırma bireyleri kendi türlerinde olduğu gibi ayırt edebilen ve tanıyabilen belirli koyun, keçi ve sığırların olduğunu tespit etmektedir. Kızıltepe’deki toplumlar için sürü hayvanları besin açısından protein kaynağı ve sosyal statü olarak da zenginlik kaynağı olarak kullanılmaktadır. Buna ek olarak kentteki ev hayvanları da insanlara karşı derin sevgiye ve duygusal bağlara sahiptir. Öte yandan, bazı çağdaş araştırmalarda odaklanılanın aksine, Kızıltepe’deki çocuk-hayvan ilişkisi içinde herhangi bir cinsiyet veya kardeşlik etkisi gözlemlenmemektedir. Genel gözlemlerimiz ve bulgularımız, aynı zamanda, Güneydoğu Anadolu bölgesinde insan ve sürü hayvanları arasındaki karmaşık ilişkiler nedeniyle teşvik edilen bazı somut olmayan kültürel faktörleri de göstermektedir.

Anahtar kelimeler: Antrozooloji, İnsan-hayvan ilişkisi, Pastoralizm, Güneydoğu Anadolu, Kızıltepe.

Anthrozoological Study on the Agro-Pastoral Societies of Kızıltepe, Southeast Anatolia

Abstract: Since the origin, humans have been depended and formed mixtures of complex relationships with nonhuman animals. These mutualistic relationships eventually intensified following the animal domestication. Southeast Anatolia is one of the important regions where the first domestication of sheep, goat, cattle, and pig occurred as well as domestic herds have been fundamental in every socio-cultural aspect in the region until today. Therefore, Southeast Anatolia has been an ideal place for pastoral and anthrozoological study. Through fieldworks and exploratory case studies in agro-pastoral societies in Kızıltepe, we found certain sheep, goats, and cattle are capable of distinguishing and recognizing human and other cross-species individuals as like they do in their own species. Alongside of providing protein, wealth and social status, herd animals in Kızıltepe also possess deep affection and emotional bonds with human individuals as like as pets in urban societies. On the other hand, we do not observe any gender or sibling effect in children-animal bond which was focused in some contemporary studies. Our overall observations and findings also demonstrate some intangible culture cores in Southeast Anatolia which is promoted mainly by the complex relationships between human and their domestic herds.

Keywords: Anthrozoology, Human-animal bond, Pastoralism, Southeast Anatolia, Kızıltepe.

Hepimiz Peyami Safa’nın Sözde Kızlar’ından Çıktık

Öz: Makale Yeşilçam filmleri olarak da bilinen melodramların genellikle yoksul, köylü ve geleneksel bir kadın ile batılılaşmış, şehirli ve zengin erkek arasındaki aşk hikayeleri bağlamında ele aldığı gelenek ile modernlik, doğu ile batı, alaturka ile alafranga karşıtlığına karşı ikircikli tutumunu inceliyor. İkircikli tutumun doğulu ve batılıyı –doğulu ve geleneksel bir ruha ve batılı ve modern bir bedene sahip- tek bir kişide (toplumda) dengeleme arzusundan kaynaklanmaktadır. Bu filmlerdeki karşıt karakterleri, yaşam tarzlarını, değerler ve ahlakı belirlemede kullanılan anlatı, karakter, sembolizm ve göstergelerin Peyami Safa’nın doğu ile batıyı tin ve madde, ruh ve beden ayrımı üzerinden zıt gruplara bölen romanlarını hatırlatıp, çağrıştırdığını savunuyor. Ayrıca ideal kadını gelenek ile modernlik arasında konumlandıran modernleşme projesinin erkekler için de geçerli olduğunu tartışıyor.

Anahtar kelimeler: Yeşilçam, Doğu-Batı, Peyami Safa.

We All Came out of Peyami Safa’s So-Called Girls

Abstract: The article examines the ambivalent attitude of Turkish melodramas, known as Yeşilçam films, towards tradition and modernity, east and west, alaturca and alafranga in the context of love stories between generally a poor, rural and a traditional woman and a westernized, urban and a rich man. The ambivalence arises from the desire to balance the eastern and western in a single person (society) – a person with an eastern and traditional soul and a western and a modern body. It argues that the narrative, characters, symbolisms and signifiers used to identify the binary characters, life styles, values and moralities in these films are reminiscient and evocative of Peyami Safa’s novels which dichotomize east and West in terms of spirit vs. matter, soul vs. body. It futher argues that the modernization Project which positioned the ideal woman between tradition and modernity, was valid for men, too.

Keywords: Yeşilçam, East-West, Peyami Safa.

Hizmet Kalite Algısının Performansa Etkisi: Kocaeli Gölcük Tersanesinde Bir Uygulama

Öz: Çalışmanın amacı Kocaeli Gölcük Tersanesi Bilgi İşlem Merkezinden (TEBİM) hizmet alan bireylerin hizmet kalitesi algılarını ve bu algının TEBİM’in performansına etkisini belirlemektir. Bu amaçla hizmet kalitesi ölçüm modellerinden SERVPERF modeli kullanılmıştır. Çalışmanın örneklemini Mart 2015’de TEBİM’den yüz yüze hizmet alan 230 kişinin 161’i oluşturmaktadır. Verilerin analizinde tanımlayıcı istatistiksel yöntemler, korelasyon ve regresyon analizlerinden yararlanılmıştır. Korelasyon analizi sonuçlarına göre ise SERVEPERF’in tüm boyutları ile müşterilerin TEBİM’den daha sonra hizmet alma düşünceleri, TEBİM tarafından sunulan hizmetlerin genel kalitesi ve TEBİM’in hizmetlerinden duydukları memnuniyet arasında da pozitif yönlü ve anlamlı ilişkiler bulunmaktadır. Ayrıca somutluk boyutu TEBİM tarafından sunulan hizmetlerin genel kalitesine ilişkin algıyı; somutluk ve cevap verebilirlik boyutları ise TEBİM’den daha sonra hizmet alma düşüncesini ve TEBİM’in hizmetlerinden duyulan memnuniyeti; pozitif yönlü etkilemektedir. Bu bulgular doğrultusunda TEBİM’in hizmet kalitesinin iyileştirilmesine yönelik yapılacak düzenlemelerin TEBİM’in performansını da olumlu yönde etkileyeceği söylenebilir.

Anahtar kelimeler: Hizmet kalitesi, SERVPERF, TEBİM.

The Impact of Service Quality Perception on Performance: An Application in Kocaeli Golcuk Shipyard

Abstract: The aim of this study to determine the service quality perceptions of the individuals whom receiving service from Kocaeli Gölcük Shipyard Data Processing Center (TEBIM) and the effect of this perception on the TEBIM’s performance. SERVPERF model was used as service quality measurement. The sample of the study is 161 out of 230 persons who served face to face from TEBİM in March 2015. In the analysis of the data, descriptive statistical methods, correlation and regression analysis were used. According to the results of the correlation analysis, there are positive and significant relationships between the dimensions of the SERVEPERF and the customers’ attitudes towards getting service again from TEBIM, the general service quality of the TEBIM, and satisfaction with TEBIM’s services. In addition, the tangibility dimension has positive effect on the perception of the general service quality of the TEBİM; tangibility and responsiveness dimensions have positive effect on the customers’ attitudes towards getting service again from TEBIM and satisfaction with TEBIM’s services. According to these findings regulations to improve the quality of service of TEBIM could affect the performance of TEBIM positively.

Keywords: Service quality, SERVPERF, TEBIM.

Sağlık Haberlerine Yönelik Yetişkin Tutumlarının Araştırılması

Öz: Bu araştırmanın amacı, yetişkinlerin kitle iletişim araçları yoluyla verilen sağlık eğitimi haberlerine yönelik tutumlarının belirlenmesidir. Araştırma tarama modeline uygun olarak Nisan 2017’de Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesinde araştırmaya katılmaya gönüllü olarak katılmayı kabul eden 208 poliklinik hastası üzerinde uygulanmıştır. Araştırmada veri toplama aracı olarak Akgün (2014) tarafından geliştirilen “Yetişkinlerin Kitle İletişim Araçlarıyla Verilen Sağlık Haberlerini Değerlendirme Anketi” ve “Kitle İletişim Araçlarıyla Verilen Sağlık Haberlerine Yönelik Tutum Ölçeği” kullanılmıştır. Verilerin analizinde tanımlayıcı istatistikler ve fark istatistikleri kullanılmıştır. Araştırmadan elde edilen bulgulara göre yetişkinlerin kitle iletişim araçlarıyla verilen sağlık eğitimi haberlerine yönelik gerçekçi bulma, önemli bulma ve genel tutumları orta düzeydedir. Yetişkinlerin sağlık eğitimi ihtiyaçlarını gidermede kitle iletişim araçlarını kullanma sıklığı arttıkça, kitle iletişim araçlarıyla verilen sağlık eğitimi haberlerini gerçekçi ve önemli bulma tutumları artmaktadır. Yetişkinlerin sağlık eğitiminde kullanılan kitle iletişim araçlarına güven düzeyi arttıkça kitle iletişim araçlarıyla verilen sağlık eğitimi haberlerini gerçekçi ve önemli bulma tutumları artmaktadır.

Anahtar kelimeler: Yetişkin eğitimi, Sağlık eğitimi, Sağlık haberi, Kitle iletişim aracı.

Investigation of Adult Attitudes Towards Health News

Abstract: The aim of this research is to determine the attitudes of adults towards health education news delivered via mass media. The study was conducted on 208 outpatients who voluntarily participated in the research hospital in Kocaeli University Medical Faculty Hospital in April 2017 in accordance with the screening model. As a means of collecting data in the research, “Adults’ Health Questionnaire Survey” and “Attitude Scale Towards Health News Given by Mass Media” developed by Akgün (2014) were used. Descriptive statistics and difference statistics were used in the analysis of the data. According to findings from the research, realistic finding, important finding and general attitudes towards health education news delivered by mass media are moderate. As the frequency of using the mass media increases as adults are getting away from their health education needs, the attitude of finding realistic and important health education news delivered by mass media is increasing. As the level of confidence in the mass media used in the health education of adults increases, the attitude of finding realistic and important health education news delivered by mass media is increasing.

Keywords: Adult education, Health education, Health news, Mass media.

ILO: Grev Hakkına İlişkin Kriz

Öz: Bu çalışmanın amacı, 2012 yılında Uluslararası Çalışma Örgütü Konferansındaki işveren grubunun grev hakkı ile ilgili yaptığı sert itirazların Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) bağlamında bir krize yol açıp açmadığının incelenmesidir. ILO ve denetim mekanizmaları aracılığı ile oluşturulan içtihatlar bağlamında 60 yıl boyunca grev hakkına, örgütlenme özgürlüğünün bir parçası olarak yer verilerek, toplu sözleşme, sendika hakkı ve grev hakkı bir bütün olarak düşünülmüştür. Bu içtihatların, grev hakkının uluslararası alanda tanınmasına olan katkısı fazladır. Bu durum ta ki 2012 yılındaki ILO Konferansı’na kadar devam etmiştir. İşveren grubundan ciddi bir itiraz ile birlikte grev hakkı ile ilgili ILO’da bir kriz olup olmadığı sorusu gündeme gelmeye başlamıştır. Bu durum ILO’nun denetim mekanizmasının etkinliğinin sorgulanmasına neden olurken aynı zamanda ILO’nun denetim organları içindeki eşgüdümün de eleştirilmesine yol açmıştır.

Anahtar kelimeler: Grev hakkı, Örgütlenme özgürlüğü, Uluslararası Çalışma Örgütü, ILO krizi, Sendika özgürlüğü.

ILO: Crisis in Terms of Right to Strike

Abstract: The purpose of this study is to examine whether the rigid objections made by the employers’ group at the International Labor Organization Conference in 2012 on the right to strike led to a crisis the context of the International Labor Organization. For sixty years in the context of jurispurudence of ILO’s superbody mechanicsm when it is thought that right to strike has been included as a part of freedom of association and at the same time, the right to collective bargaining, trade union rights and right to strike has been considered as a whole. This situation continued until 2012 ILO Conference. With a serious objection from the employers’ group, the question of whether there was a crisis in the ILO regarding the right to strike began to come to the fore. This led to the questioning of the effectiveness of the ILO’s superbody mechanism and at the same time the ILO’s criticism of its coordination within its supervisory bodies.

Keywords: Right to strike, Right to organise, ILO, Crisis of ILO, Freedom of Trade Union Rights.

Vejetaryen Olmayı Seçmek

Öz: Koreli yazar Han Kang Vejetaryen isimli romanına kadın kahraman Yonğhe’nin vejetaryen olmaya karar vermesi ile başlar. Bu kararı onu ve çevresindekileri de etkileyecek bir karardır. En başta sadece yemek seçimleriyle ilgili görünen bu durum, önce kahramanın ailesi ile ilişkilerini etkiler. Daha sonra ise Yonğhe, yemek yemeyi tamamen reddederek kendi kimliği ile ilgili bir karar verir. Oldukça basit gibi görünen yemek yemeyi seçmesi ya da yememeyi seçmesi onun kendini yok etmesine kadar giden süreci de anlatır. Yazar, romanda kadın kahramanın yemek seçimleri üzerinden yemeğin toplumsal cinsiyet rolleri ile olan ilişkisini sorgular. Romanda et yemek erkek egemen düzenin bir metaforudur. Yonğhe de önce et yemeyi reddederek sonra da bedenine alacağı bütün besinleri reddederek sisteme kendi bedeniyle karşı gelir. Böylelikle yemek yeme eyleminin ve seçimlerinin kimlikle olan ilişkisi de anlatılır.

Anahtar kelimeler: Vejetaryenlik, Et yemek, Toplumsal cinsiyet rolleri, Kadın bedeni.

Choosing to be Vegetarian

Abstract: Han Kang’s novel Vegetarian is the story of a woman heroine who refuses to eat meat and choses to be a vegetarian in medias res. This choice of her would be affecting not only her but also the people beside her. This situation at first seems like a personal choice. However the outcomes would also be affecting her relationship with her family as well. As the novel progresses, she who refuses to eat anything which would lead to her destruction. The novel questions the relationship between food consumption, food choices and gender roles. Meat consumption is regarded as a metaphor of the patriarchal system throughout the novel. Therefore, the woman heroine Yonğhe refuses the system and challenges with her own body. This way the novel analyses the act of eating and choosing food and its relation with identity.

Keywords: Vegetarianism, Meat consumption, Gender roles, Women’s body.