28. Sayı: Toplum Bilimleri Açısından Salgın Hastalıklar

Sayı 28
Sayı konusu: Toplum Bilimleri Açısından Salgın Hastalıklar
Sayı Editörü: Prof. Dr. Ali Murat Yel
Yayın tarihi: Nisan 2021

Yazı gönderme tarihi:
Başlangıç:
 1 Ocak 2021
Bitiş: 31 Ocak 2021

Çerçeve yazısı

Hastalık ya da salgın hastalıklar sadece tıp biliminin değil aynı zamanda sosyal bilimlerin de konusudur. Avrupa’da Kara Veba ve onun toplumsal etkileri hakkında pek çok tarihi çalışma yapılmış, yine benzer şekilde Osmanlı Devleti’nde daha küçük çapta meydana gelen veba salgınları ve bunlara karşı alınan önlemler de yine çeşitli araştırmalara konu edilmiştir. Modern dönemde tıp biliminin geliştiği ve teknolojik ilerlemelerle artık hemen hemen her hastalığın çaresi bulunmaya başlamıştır. Tekil hastalıklarla mücadelede önemli başarılar elde edilmiş ama dünyanın çeşitli bölgelerinde zaman zaman ortaya çıkan salgın hastalıklar karşısında çaresiz kalınmaktadır. Tıptaki ilerlemelere karşın hala salgın tehditlerinin ortaya çıkması ise komplo teorileriyle açıklanmaya çalışılmakta ve hep bir insan unsurunun tabii olmayan bir biçimde müdahalede bulunduğuna inanılmaktadır. Biyo-terörizm ya da biyolojik silah veya savaş kavramları insanların korkularını azaltmak yerine daha çok tedirgin olmalarına yol açmaktadır. HalbukiDünya Sağlık Örgütü bile iki yıl öncesinde “virus x” veya “disease x” adı verilen ar-ge çalışmalarında ileride Ebola, SARS veya Zika gibi salgınlarda nasıl tedbirler alınmasına dair stratejiler geliştirmeye çalışmaktadır. Bu tür çalışmaların devletlerin birbirlerine karşı tehdit unsuru olarak algılanması makul değildir. Her ne kadar biyolojik tehditler her yönetim için kolay bir yöntem olarak görülse bile uygulamada kimsenin cesaret edemeyeceği bir husustur.

Jared Diamond’un Guns, Germs and Steel isimli çalışmasında iddia ettiği gibi hastalıkların ya da salgınların tarihi ve dolayısıyla toplumu değiştirdikleri veya düzenledikleri argümanları neden sorgulanmadan kabul görmektedir? Hemen herkesin hemfikir olduğu, sosyal yapıların, ilişkilerin, devlet ve siyasetin vatandaşla ilişkisinin değiştiği ya da en azından kesinlikle değişime uğrayacağı iddiaları ne kadar gerçeği yansıtmaktadır? Hatta daha da ileri giderek devletlerin otoriterleşeceği ve demokrasi taleplerinin azalacağını iddia etmek sosyal değişimin temel dinamikleri ile ne kadar bağdaşabilir? Belki bazı ülkelerde asayişi sağlamak üzere askeri birliklerden yardım istenmesi, ne kadar militerleşme olarak algılanıp özgürlüklerin kısıtlanması olarak yorumlanabilir?

Anthony Giddens’ın gelecek kaygısı ya da güvenlik endişeleri taşıyan toplum, Ulrich Beck’in modernleşmenin insan eliyle toplumları tehlikeye atması şeklinde tarif ettikleri “risk toplumu” kavramı üzerine yeni tartışmalar açılabilir mi? Risk bahane edilerek salgın hastalıklar Michel Foucault’nun iddia ettiği gibi egemen güçlerin fiziki ceza yerine disipline dayanan cezaya geçmelerini kolaylaştırmakta mıdır? GSM ve cep telefonu şirketlerinin bireylerin gözetlenmesini toplum sağlığı öne sürülerek güvenlikçi politikalar üretilmesinde kullanılmasına neden itiraz edilmemektedir?

“Evde kal” çağrılarının yankılandığı bir ortamda dostluk, arkadaşlık ve belki daha mühimi yalnızlık duygusu modern insanı nasıl etkilemektedir? Bireylerin yalnız olduklarını inkar edercesine telefonla, kısa mesajlarla, çevrimiçi gönderilerle, görüntülü aramalar, konferans görüşmeleri veya yüzyüze eğitimin askıya alınıp internet/televizyon üzerinden devam ettirilmesi bireyin yalnızlığını unutturabilmekte midir?

Çalışıp para kazanmanın aslında hayatın kazanılması anlamına geldiği kapitalist sistemde salgın döneminde çalışma anlayışı nasıl değişmiştir? Meslekler ile sosyal statüler arasındaki bağlantı yeniden kurulmakta ve evden çevrimiçi çalışma tarzının benimsenmesinin çok ötesinde somut üretime ve dolayısıyla kar amacına yönelik işler değer görürken artık hemşirelik, hasta ve yaşlı bakımı, evlere paket dağıtımı yapan muhtaçlara yardım eden meslekler gibi “hayat üreten” işlerin kıymeti anlaşılmaktadır. 

İbadethanelerinde cemaatlerinin toplanmasının engellenmesine bile itiraz edemeyen din bu süreçte adına bile pozitivistçe “bilim kurulu” denilen yapılarla ilişkisini yeniden düzenleyecek midir? Self-izolasyona tabi tutulan bireyler gerek kendi varlıkları gerekse yaratılış amaçları üzerine bir sorgulama sürecinden geçerek dindarlaşma ya da en azından daha maneviyatçı bir kişiliğe evirilerek ahlakın öne çıkacağı bir toplumu teşvik edecekler midir?

Önceki dönemlerde genellikle yabancıların salgınların sebebi olarak görülüp ırkçı tezahürlerle dışlandıkları daha yaygınken günümüzde salgınların sözde demokratik yayılımı ve din, dil, ırk veya sınıf ayırmadıkları kabul görmeye başlamıştır. Ancak, salgın hastalığın ilk ortaya çıktığı ülke vatandaşları ya da cinsel eğilimi farklı bireyler suçlanmaya devam etmektedir. 

İnsan ve İnsan Dergisi’nin, bu özel sayısına “Toplum Bilimleri Açısından Salgın Hastalıklar” başlığının seçilmesinin nedeni tarih boyunca insan topluluklarının başına gelen bu hadiselerin aslında meydana gelirken pek farkına varılmayan ama zamanla ortaya çıkıp ona bağlanan etkileri üzerine araştırma ve raporlamayı teşvik etmektir. Olaylar meydana gelip üzerinden zaman geçtikten sonra yorumlanması nispeten kolayken büyük değişimlerin farkına varıp onlarla ilgili öngörülerde bulunmak cesaret isteyen bir girişimdir. Bu makale çağrısı salgının kendisini en derinden hissettirdiği günlerde yayınlaması da araştırmacılara içerisinde bulundukları şartları öznel bir biçimde değerlendirip farklı açılardan tahlil edebilecekleri bir ortam sağlamaktır. Salgından doğrudan etkilenip teşhis edilen araştırmacılardan dolaylı olarak etkilenenlere kadar hem araştıran hem de araştırılan aktörlere odaklanan çalışmaların kitlelere sunulmasının önemli olduğunu düşünüyoruz.

Herhangi bir sınırlama öngörmeden aşağıdaki alanları dikkate sunarak disiplinler arası bir yaklaşımı benimsediğimizi belirtmek istiyor ve konuyla ilgilenen herkesin eleştirel katkısını bekliyoruz.

  • Hastalık
  • Salgın hastalık
  • Salgın dönemlerinde medya ve sosyal medya
  • Salgın hastalıklar ve siyaset kurumları
  • Dinlerin salgın hastalıklara bakışı
  • Salgın hastalıkların ekonomi üzerindeki etkileri
  • Salgın hastalıklar ve uluslararası ilişkiler
  • Salgın hastalık dönemlerinde ulus-devlet kavramı tartışmaları
  • Toplumsal cinsiyet ve salgın hastalıklar
  • Salgın dönemlerinde çalışma, emek ve işsizlik
  • Salgın dönemlerinde toplumların gözetim altına alınarak tahakküm edilmesi
  • Salgın dönemlerinden bireyler hakkında verilerin toplanması
  • Edebi eser konusu olarak salgınlar
  • Salgın hastalıklar ve yerel yönetimler ile STK’lar
  • Salgın dönemlerinde muhtaçlara yardım

Prof. Dr. Ali Murat Yel
Sayı Editörü